Yeni doğan tarama testleri nedir Neleri belirler (Kan, Metabolik testler, Mikrobik testler, Tiroid testleri, İşitme-Görme testi )
Herhangi bir hastalığın henüz belirtileri ortaya çıkmadan saptayan yöntemlere tarama testleri adı verilir. Tarama testleri ile bazı hastalıklar henüz kalıcı hasar yaratmadan yakalanabilmektedir. Telaşlanmanıza gerek yoktur, taraması yapılan hastalıklar seyrek rastlanan durumlardır ve büyük olasılıkla çocuğunuzda böyle bir hastalık görülmeyecektir. Ancak tamamen sağlıklı ailelerin bebeklerinin de bu hastalıklardan birine maruz kalabileceği unutulmamalıdır.
Standart metabolik hastalılar tarama testlerinde sadece fenilketonüri ve hipotiroidi taraması uygulanmaktayken , ekonomik ve teknolojik olanakları yüksek olan merkezlerde aynı miktar kan örneğiyle 35′ in üzerinde hastalığın taraması yapılabilmektedir.
Görme taramasında amaç, görmenin normal gelişimini engelleyecek risk faktörlerini saptamak ve yetersiz görmesi olan bebekleri erken dönemde tanımaktır. Bebekler; şaşılık, kırma kusuru, katarakt, glokom, retinoblastom ve prematür retinopatisi gibi hastalıklar yönünden değerlendirilmelidir.
Yenidoğan işitme taramasında, bebeğin alın ve kulak arkasına yerleştirilen elektrodlar sayesinde kulağa verilen seslerin, beyinde yarattığı dalgalar ölçülür. Böylece bebeğin duyup duymadığı anlaşılır. Bu işlem oldukça basittir, bebeği rahatsız etmez ve kısa sürede yapılır.Bebekler normalde doğdukları andan itibaren duyarlar. Tarama yapılmazsa, ailenin gözlemiyle bebekteki işitme kaybı, en erken 18 aylıkken saptanabilmektedir. Oysa işitme kaybı ilk altı ayda tanındığında, işitme cihazları ile işitme ve konuşma kabiliyetleri normale yakın gelişmektedir. Bu nedenle işitme engelli bebeklerin erken tanınması önemlidir.Bebeğiniz işitme taramasını geçemezse, bir ay sonra yenidoğan servisinde kontrol işitme testi yapılır. En iyi cihazlarla bile, 100 bebekten 4’ü testi geçememektedir. Ancak test tekrarlandığında, bu oran 1000 bebekte 3-4’e düşmektedir.
Doğuştan Kalça Çıkığı taraması: Tüm yenidoğan bebeklerin muayenelerinde bu anomali gözden kaçırılmamalıdır. Doğuştan kalça çıkığı şüpheli durumlarda bir ortopediste gönderilmeli ve mutlaka kontrole çağrılmalıdır.
Testlerde yanılma payı olabilir mi Tarama testi şüpheli bulunan bebekler merkeze davet edilir. Kontrol testlerle hastalığı kesinleşen bebekte hemen tedaviye başlamak gerekir.Tarama testi için kan örneği doğumdan sonraki ilk 24 saat içinde alınmışsa, yalancı negatiflik riski nedeniyle test tekrar edilmelidir.
Bu testlerin her yerde yapmak mümkün mü
Yenidoğanlara tarama testlerinin yapılması günümüzde tüm gelişmiş ülkelerde standart bir uygulamadır. Ülkemizde de büyük illerde hastanelerde, sağlık ocaklarında ve ana-çocuk sağlığı merkezlerinde her bebek rutin olarak fenilketonüri ve bazı merkezlerde hipotiroidi açısından taranmaktadır. Toplanan örnekler T.C. Sağlık Bakanlığına bağlı Yenidoğan Tarama Merkezlerine gönderilir. Ülkemizde dört Yenidoğan Tarama Merkezi mevcuttur: (Hacattepe Tıp Fakültesi-Ankara; İstanbul Tıp Fakültesi-İstanbul; Dokuz Eylül Tıp Fakültesi-İzmir; Cumhuriyet Tıp Fakültesi-Sivas).
Testlerin belirli günleri var mı
Metabolik hastalıkların tarama testleri yenidoğan bebeğin topuğundan alınan bir iki damla kan ile yapılabilmektedir. Kan üçüncü günden itibaren en kısa zamanda alınmalıdır. Alınan kan, ufak bir filtre kağıdına emdirildikten sonra kurutulmakta ve bu kağıt, ilgili merkezlere gönderilmektedir.
· Yeni doğan sarılığı her bebekte olur mu Kaçıncı günü olur
Doğumdan sonraki ilk günlerde normal bebeklerin yarısında, prematür bebeklerin %80 inde sarılık görülebilir. Hatta bazı bebekler bu şekilde de doğabilir. Göz ve ciltte sarımtrak bir görüntü olur. Yeni doğan sarılığı tek başına bir hastalık değildir. Çünkü bebeğinizin karaciğeri daha tam olgunlaşmadığı için yıkılan kan hücrelerini tam olarak metabolize edemez ve bilirubin düzeyi artar.
Kök hücre nedir
Kök hücreler, vücudun ana hücreleridirler. Bütün diğer hücreler, özel fonksiyonlar kazanarak bunlardan oluşturulurlar. Vücutta uygun şartlarda ya da laboratuarda, kök hücreler bölünerek daha fazla sayıda hücre oluştururlar. Bunlara da yavru hücreler adı verilir. Bu yavru hücrelerden yeni kök hücreler oluşabildiği gibi farklı fonksiyonlara sahip yeni özel hücreler de (kan hücresi, beyin hücresi ya da kemik hücresi gibi) oluşabilir. Vücutta kök hücresi dışında yeniden oluşabilen ya da farklılaşabilen hücre yoktur.
Kök hücre kaynakları nelerdir
Dört tane kök hücre kaynağı vardır.
1) Embriyonik kök hücre. Bu kök hücreler, dört ya da beş günlük insan embriyosundan kaynaklanır. Bu dönemde embriyoya blastokist adı verilir ve yaklaşık 50 ile 150 hücreden oluşur.
2) Erişkin kök hücresi. Kemik iliği gibi bazı erişkin dokularında az miktarda bulunurlar. Bu hücrelerden çocuklarda ve plasenta ile göbek kordonunda da bulunur. Son zamanlara kadar kemik iliğindeki erişkin kök hücrelerinin sadece kan hücrelerini oluşturduğu düşünülüyordu. Oysa şimdi yeni bir görüşe göre düşünülenin aksine çok daha farklı hücrelerin de oluşturabildiği savunulmaktadır. Örneğin, kemik iliği kök hücrelerinden böbrek hücreleri de oluşabilmektedir. Fakat bu araştırmalar halen devam etmektedir.
3) Embriyonik tohum hücreleri. Bu kök hücreler, embriyo ya da fetustaki testis veya yumurtalık olacak kısımdan gelirler. Tıpkı embriyonik kök hücreler gibi her tür hücreyi oluşturabilirler. Ancak bunlarda yapılmış çalışmalar daha azdır.
4) Amniotik sıvı kök hücreleri. 2007 nin ilk aylarında yapılan çalışmalar, amniotik sıvıda da ilave bir kök hücre kaynağı olduğunu göstermiştir. Amnion sıvısı, annenin rahminde gelişen kese içindeki fetusu sarar ve korur. Araştırmacılar, amniosentez denen gebe kadının amniotik sıvısından alınan örneklerde yaptıkları incelemelerle kök hücreleri tespit etmişlerdir. Bu test sırasında doktor, gebe kadının karnına uzun ve ince bir iğne sokarak amnion sıvısını alır. Down sendromu gibi bazı anormallikleri saptamada yardımcı olan bir testtir. Hem anne hem de bebek için güvenilir bir yöntemdir. Kök hücreler, kişinin kendisinden ya da vericiden alınan kemik iliği veya kanı olabildiği gibi göbek kordonu kanı da olabilir.Bunların hepsi erişkin tip kök hücredir.
Kök hücre hangi hastalıkları tedavi edilebilir
Erişkin kök hücreleri,lösemi gibi pek çok kanser hastalığı yanında aplastik anemi gibi kanser olmayan hastalıklarda tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Lösemide kemik iliği çalışamaz, çünkü kanser hücreleri tarafından istila edilmiştir. Aplastik anemide ise kemik iliği yeterince çalışmaz ve yeni kan hücresi üretemez. Kök hücre nakliyle görevini yapamayan iliğin yerine yenisi gelmiş olur. Her şey yolunda giderse yeni kök hücreler kemik iliğine gider ve normal çalışmaya başlar. Ayrıca şeker hastalığı ve kalp hastalığı gibi pek çok başka hastalıkların tedavisi için de kullanılması amacıyla çalışmalar devam etmektedir. Öte yandan embriyonik kök hücrelerin tedavide kullanımıyla ilgili hayvan deneyleri de vardır.
Kordon kanının kullanımındaki sorunlar nelerdir
Kordon kanı kök hücreleri çok değerli oldukları ve sadece doğumda toplanabildikleri için toplama işleminin bu konuda uzman hekimler tarafından yapılması, toplanma sonrası işlemlerin uzman kişilerce yürütülmesi ve örneklerin uygun koşullarda saklanması gerekir.
Kordon kanı nasıl saklanır
Kordon kanı bankasına ulaşan kordon kanı, ilerde olası bir kök hücre nakli için kullanılmak üzere, miktar, kök hücre sayısı ve mikrobik tetkikler açısından tetkik edilir. Daha sonra, değişik dondurma formüllerinden biri kullanılarak dondurulur ve sıvı azot tanklarına yerleştirilerek -196°C’de saklanır. Saklama süresi olarak belirlenmiş bir zaman bulunmamaktadir.
Kordon kanı bankacılığı nasıl olmalı
Kordon Kanı Bankası, bebeğin kordon kanını gelecekte olası tıbbi gereklilikler için saklayabilme olanağını sunmalıdır. Doğumdan sonraki ilk 10 dakika içinde alınan kordon kanı uygun şartlarda dondurulmalı ve kordon kanı bankasında saklanmalıdır. Böylece bu değerli kök hücreleri gerektiğinde çözülerek kullanılabilir. Çocuklarının kordon kanına ihtiyacı olan ve/veya ileride ihtiyaç olduğunda kullanılmak üzere bebeklerinin kordon kanını saklamak isteyen aileler için kordon kanı bankasında belirli bir ücret karşılığında saklama işlemi yapılır. Aile bir süre sonra saklama işleminden vazgeçerse kendilerinden izin alınarak kordon kanları imha edilebilir veya kök hücre nakli ihtiyacı olabilecek hastaların tedavisi için kordon kanı bankası tarafından saklanmaya devam edilebilir.
Kordon kanı saklanmak isteyen ailelere ne önerilmeli
Kordon kanı saklanmasının kimler için uygun ve gerekli olduğu konusunda bilim çevrelerinde henüz tam bir fikir birliği oluşmamıştır. Ailede kök hücre tedavilerine ihtiyaç gösterebilecek bir hastalık yok ise saklanan kana ihtiyaç olasılığı yaklaşık 1 / 100,000 olarak bilinmektedir. Bu nedenle bazı araştırmacılar sadece ailelerinde ilik nakli gerektirebilecek hastalık öyküsü bulunan ailelerin bebeklerinde bu uygulamanın yapılmasını savunurken, diğer araştırmacılar kök hücre çalışmalarındaki hızlı gelişimi göz önünde bulundurarak herkesin bu alternatifi kullanmasını önermektedirler.